8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

8 Mart 1857’de ABD'de kırk bin kadın işçinin çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle başlattıkları greve yapılan polis saldırısı sırasında çıkan yangında 129 kadının can vermesinden bugüne 8 Mart emekçi kadınların özverileri ve mücadeleleri anısına kutlanıyor. Kadınların mücadelesini anı olmaktan çıkartmak, sömürünün olmadığı eşit ve adil bir yaşamı var etmek ile olanaklı…

Mutluluğu, özgürlüğü ve büyük özlemleri uzaklarda değil yanı başımızda; sorunların çözümlerini yarında değil bugünde; değişimi başkasında değil kendimizde aradığımızda istediğimiz dünyanın oluşmaya başladığını kolaylıkla görebiliriz. Ben; kadınların sadece birilerinin eşi, kızı, sevgilisi, annesi vb. olarak değil “kendileri” olarak bir kimliğe sahip olmak istediklerini okudum, gördüm ve gözlemledim. Bu haklı isteğin yaşamlarının her anına yansıdığını, mücadelelerinin var olmaları ile başladığını ve “kadın” olarak kabul edilmenin özellikle de bizim gibi toplumlarda ne kadar zor olduğunu çözümledim. Ve bir kez daha ayırdına vardım ki ben de bu konuda yeterince duyarlı, destekleyici ve dayanışmacı değilim. Ve daha çok dinlemeye, anlamaya çalışmaya başladım…

Anlamak için dinlemek, dinlemek içinse karşımızdakini “muhatap almak” “özne olarak tanımak” gerekir. Gerçekten kafamızı vererek, yüreğimizi koyarak dinlediğimizde anlamaya başlayabiliriz. Eğer kadınların, kadın olmaları nedeniyle karşılaştıkları sorunlar varsa bu sorunu en iyi onlar bilir, en iyi onlar anlatır, çözümü en iyi onlar önerir. Bu 8 Mart’tan itibaren daha çok dinlemeyi, anlamaya çalışmayı herkese öneriyorum.

Söz ettiğim duygu ve düşüncelerle, başta kız arkadaşım ve annem olmak üzere, kadın yurttaşlarımız ve dünyanın tüm kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlar; mücadelelerinin başarıya ulaştığı bir ömür dilerim…